PRP yani platelet yönünden zengin plazma tedavisi, son yıllarda cilt yenilenmesi, saç dökülmesi tedavisi ve doku onarımı gibi alanlarda öne çıkan biyolojik bir tedavi yöntemidir. Uygulamanın en önemli özelliği, tamamen kişinin kendi kanından elde edilen doğal bir içeriğin kullanılmasıdır. PRP tedavisi vücudun iyileşme mekanizmasını destekleyerek hücresel yenilenme sürecini doğal yollarla hızlandırır. Cerrahi işlem gerektirmemesi ve kısa sürede uygulanması, PRP’yi estetik tıpta sık tercih edilen bir yöntem hâline getirmiştir.
💬 WhatsApp ile İletişime GeçPRP Tedavisinin Temel Amacı Nedir?
PRP’nin temel amacı, vücudun kendi onarım gücünü harekete geçirerek cilt, saç ve doku sağlığını desteklemektir. Kanda bulunan plateletler, hasarlı dokuların onarımı için gerekli büyüme faktörlerini içerir. Bu faktörler fibroblastları uyararak kolajen üretimini artırır, yeni damar oluşumunu destekler ve cilt dokusunun sıkılığını yeniden kazandırır. Böylece yaşla birlikte azalan cilt elastikiyeti artar, ince kırışıklıklar azalır ve cilt tonu eşitlenir. PRP yüzeysel bir gençleşme sağlamaktan öte derin dokularda hücresel yenilenmeyi teşvik eder. Bu nedenle yüz, saç ve vücut uygulamalarında hem koruyucu hem de onarıcı etkisiyle öne çıkar.
Kanda Bulunan Plateletler Doku Onarımını Nasıl Sağlar?
Plateletler, kanın pıhtılaşmasından sorumlu hücre parçacıkları olarak bilinse de, esas gücünü büyüme faktörlerinden alır. Yaralanma ya da doku hasarı oluştuğunda plateletler o bölgeye toplanarak onarımı başlatır. İçerdikleri proteinler hücre çoğalmasını, kolajen üretimini ve yeni damar oluşumunu destekler. PRP uygulaması, süreci hedefli biçimde hızlandırır. Hastadan alınan az miktardaki kan özel santrifüj cihazında ayrıştırılır ve platelet açısından zengin plazma kısmı elde edilir. Plazma, doku yenilenmesinin gerektiği bölgeye enjekte edilir. Plateletlerin aktifleşmesiyle birlikte ciltte kolajen üretimi artar, doku kalitesi güçlenir. Cilt zamanla daha parlak ve gergin bir görünüm kazanır.
Söz konusu biyolojik etki yalnızca cilt yüzeyinde değil, derin tabakalarda da devam eder. Plateletlerin salgıladığı büyüme faktörleri, kök hücreleri uyararak yeni hücre üretimini tetikler. Bu süreç, doku gençleşmesinin en doğal biçimini oluşturur ve vücudun kendi mekanizmasıyla gerçekleştiği için herhangi bir yabancı maddeye ihtiyaç duyulmaz.
PRP Uygulaması Nasıl Gerçekleşir?
PRP uygulaması steril bir klinik ortamda, genellikle 30 ila 45 dakika içinde tamamlanır. İşlem öncesinde hastadan ortalama 10 ila 20 mililitre arasında kan alınır. Alınan kan özel santrifüj cihazına yerleştirilir ve belirli bir hızda döndürülür. Bu aşamada kan bileşenleri yani kırmızı kan hücreleri, plazma ve platelet yönünden zengin kısım birbirinden ayrılır. Yoğun platelet içeren plazma enjektöre çekilerek uygulamaya hazır hâle getirilir.
Uygulama yapılacak bölgeye lokal anestezik krem sürülerek cildin uyuşması sağlanır. PRP, ince uçlu iğnelerle cilt altına küçük dozlarda enjekte edilir. Mikro enjeksiyonlar cildin farklı katmanlarına dağılınca yenilenme tüm dokuda eşit şekilde başlar. İşlem sonrası bölgede hafif kızarıklık ya da şişlik oluşabilir, ancak bu etkiler kısa sürede kaybolur. PRP uygulaması cerrahi kesi gerektirmediği için iyileşme süreci hızlıdır ve kişi günlük yaşamına hemen dönebilir.
PRP’nin dikkat çeken yönlerinden biri de kişiye özel hazırlanmasıdır. Her bireyin kan yapısı, platelet oranı ve cilt tipi farklı olduğundan elde edilen plazma tamamen kişisel bir tedavi materyalidir. Bu durum hem tedavinin güvenliğini artırır hem de sonuçların doğallığını sağlar.
PRP Hangi Bölgelere Uygulanabilir?

PRP’nin kullanım alanı oldukça geniştir. Tedavi, yüz bölgesinde cilt yenilenmesini sağlamak, ince çizgileri azaltmak ve cilt tonunu eşitlemek amacıyla tercih edilir. Boyun, dekolte ve el üstleri gibi ince derili alanlarda cilt elastikiyetini artırır. Saç derisine uygulandığında saç köklerini güçlendirir, dökülmeyi azaltır ve yeni saç çıkışını destekler. Aynı zamanda yara izleri, akne izleri ve çatlakların görünümünü azaltmada da etkilidir.
PRP, doku yenileyici özelliği sayesinde estetik amaçların dışında ortopedi ve dermatoloji gibi alanlarda da destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir. Kas, tendon ve bağ dokusu hasarlarında onarımı hızlandırdığı için sporcu tedavilerinde de tercih edilir. Ciltte ve saçta elde edilen yenileyici etkiler, kişinin genel görünümünde sağlıklı ve taze bir etki oluşturur.
PRP Sonrası Dokularda Yenilenme Süreci Nasıl İlerler?
PRP uygulaması tamamlandıktan sonra doku yenilenmesi hemen başlasa da sonuçlar birkaç hafta içinde fark edilir hâle gelir. Plateletlerin aktifleşmesiyle büyüme faktörleri salınır, ciltte kolajen sentezi artar. Bu dönemde cilt daha nemli, dolgun ve canlı bir görünüm kazanır. İkinci haftadan itibaren doku yapısı belirgin biçimde sıkılaşır, ince kırışıklıklar azalır ve cilt tonu dengelenir.
Bu süreç kişiden kişiye değişmekle birlikte etkisini ortalama 12 ila 18 ay arasında koruyabilir. Uygulama sonrası ilk birkaç gün ciltte hafif ödem veya kızarıklık görülebilir. Bu etkiler, cildin yenilenme tepkisi olarak değerlendirilir ve kendiliğinden geçer. Cildi güneşten korunmak, yeterli sıvı tüketmek ve sağlıklı beslenmek, iyileşme sürecini destekler.
PRP tedavisinde dikkat edilmesi gereken nokta, uygulama sonrası sürecin sabır gerektirmesidir. Çünkü bu yöntem hızlı bir dolgu etkisi yaratmak yerine ciltte doğal ve kademeli bir iyileşme sağlar. Yenilenme süreci biyolojik olarak ilerlediği için sonuçlar uzun vadede daha kalıcı ve dengeli olur.
PRP Seans Aralıkları ve Uygulama Sıklığı Nasıl Belirlenir?
PRP’nin en etkili sonuçları elde etmesi için seans aralıkları düzenli olmalıdır. Genellikle üç ya da dört haftalık aralıklarla üç seans önerilir. Her seans, cildin onarım döngüsünü destekleyerek etkilerin birikmesini sağlar. Bu döngü, vücudun kolajen üretimini artırmasına ve hücresel yenilenmenin istikrarlı şekilde sürmesine yardımcı olur.
Tedavinin devamında, yılda bir veya iki kez hatırlatma seanslarıyla sonuçların kalıcılığı korunabilir. Seans aralıkları kişisel ihtiyaçlara göre doktor tarafından belirlenir. Yaş, cilt tipi, yaşam tarzı ve genetik faktörler planlamada önemli rol oynar. Örneğin sigara kullanımı, düzensiz uyku ve yetersiz beslenme gibi alışkanlıklar yenilenme sürecini yavaşlatabilir.
Uygulamanın deneyimli bir uzman tarafından yapılması, PRP’nin başarısında belirleyici etkendir. Kanın doğru şekilde alınması, santrifüj süresinin ideal ayarlanması ve plazmanın uygun teknikle enjekte edilmesi gerekir. Söz konusu teknik detayların her biri, plateletlerin etkinliğini doğrudan etkiler.
Hata: İletişim formu bulunamadı.
