Göz Altı Işık Dolgusu

Göz Altı Işık Dolgusu uygulaması sonrasında, hafif şişlik, kızarıklık veya morluklar görülebilir. Bu durum genellikle birkaç gün içinde geçer. Uygulama sonrasında, güneşten koruyucu kullanımı ve göz altı bölgesinin nemlendirilmesi önemlidir. Ayrıca, etkili sonuçlar elde etmek için belirli aralıklarla tekrar uygulama yapılması önerilir.

Göz Altı Işık Dolgusu Seansı Ne Kadar Sürer?

Göz altı ışık dolgusu, günümüzde sıklıkla uygulanan medikal estetik prosedürlerden biridir. Ciltteki yaşlanmaya bağlı oluşan çöküklük, morluk ve yorgun görünüm gibi sorunları gidererek daha genç ve taze bir görünüm kazandırmayı hedefler. Genellikle lokal anestezi altında yapılan işlem, özel dolgu maddelerinin göz altına enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir.

Seans süresi, işlemin boyutuna ve kişinin özel ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilse de genellikle 15 ila 30 dakika sürer. Bu süre içinde uygulama öncesi değerlendirme, bölgenin hijyenik olarak temizlenmesi, lokal anestezi uygulaması ve dolgu işlemi gerçekleştirilir. İşlemin kısa sürede tamamlanması, cerrahi kesi ya da dikiş yapılmaması sebebiyle işlemden sonra bireyler günlük aktivitelerine hızla dönebilir. Dolgunun etkileri uygulamadan hemen sonra görünmeye başlasa da birkaç hafta içinde tam olarak oturur.

Göz altı bölgesinin hassas yapısı, işlemin alanında uzman bir doktor tarafından kişi özelinde planlanmasını ve titizlikle uygulanmasını gerektirir. Öncelikle kişinin prosedüre uygun oluğ olmadığı kararı verilir. Göz altı ışık dolgusu yapılması uygun görülen hastaların cilt yapıları ve ihtiyaçları değerlendirilir. Daha sonra bölgeye anestetik bir krem sürülerek hastanın işlem sırasında konforu sağlanır. Seçilen dolgu maddesi önceden belirlenen dozlarla dikkatlice enjekte edilir. Uygulama sonrası nazikçe masaj yapılarak dolgu maddesinin homojen dağılımı sağlanır. Seansın ardından göz altında hafif bir şişlik ya da morarma görülebilir. Ancak bu etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur.

Göz Altı Işık Dolgusu Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Göz altı ışık dolgusundan sonrası bazı önemli hususlara dikkat etmek hem iyileşme sürecini hızlandırmak hem de işlemden maksimum fayda sağlamak açısından çok önemlidir. İşlemden sonra ilk 24 ila 48 saat boyunca şişlik ve morlukları hafifletebilmek adına bölgeye soğuk kompres yapılması önerilir. Ayrıca işlem bölgesine aşırı temas ve baskıdan kaçınılmalıdır. Bu sayede dolgunun doğru şekilde yerleşmesi sağlanır ve olası enfeksiyon risklerinin önüne geçilmesi mümkün olur.

Aşırı fiziksel aktivitelerden ve yoğun egzersizlerden uzak durulmalıdır. Aksi takdirde ödem ve bölgedeki hassasiyet artabilir. Göz altı ışık dolgusu sonrası ilk birkaç gün, sauna ve buhar banyosu gibi aşırı sıcak ortamlardan da kaçınılması gerekir. Dolaşımı hızlandırma, şişlik ve morlukları artırma riskinden dolayı işlemden sonra alkol tüketimine ara verilmelidir.

Göz altı ışık dolgusu uygulamasından sonraki ilk günlerde yüz makyajı yapılmaması ve enjekte edilen alana baskı uygulanmaması, dolgunun etkisinin tam anlamıyla oturmasını sağlar. Uygulama sonrası doktorun tüm önerilerine uymak, hızlı ve sağlıklı bir iyileşme süreci yaşamaya yardımcı olur.

Göz Altı Işık Dolgusu Ne Kadar Süre Etkilidir?

Göz altı ışık dolgusu, geçici etkiye sahip bir medikal estetik prosedür olup etkileri uygulama sonrası hemen görülebilir. Ancak dolgunun kalıcılık süresi; kişinin cilt yapısı, yaşam tarzı ve kullanılan dolgu maddesinin türüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Dolgunun etkisi genellikle 6 ila 18 ay arasında devam etse de, bazı bireylerde bu süre daha uzayabilir veya daha kısa olabilir. Kullanılan hyaluronik asit bazlı dolgu maddeleri, cildin doğal yapısına uygun olduğundan etkilerini uzun süre koruyabilir.

Göz altı ışık dolgusunun daha uzun süre kalıcı etkiler sağlaması için düzenli aralıklarla yenilenmesi önerilir. Aynı zamanda sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarına sahip olmak, cildin nem seviyesini korumak ve düzenli cilt bakımı yaptırmak gibi etkenler de dolgunun etkilerinin uzun süre devam etmesine yardımcı olabilir.

Dolgunun sağladığı etkinin kısa sürede ortadan kalkmasını önlemek ve sağlık açısından daha etkili sonuçlar almak için işlem sonrası bakım çok önemlidir. Sonuçların süresini uzatmak adına sağlıklı beslenmek, bol su tüketmek ve güneş ışınlarından korunmak önerilir. İşlem yapılan bölgede herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılması hâlinde derhal uzmana danışılmalıdır.

Göz Altı Işık Dolgusu Uygulaması Tüm Cilt Tiplerine Uygun mudur?

Göz altı ışık dolgusu, genellikle farklı cilt tiplerine sahip bireyler için uygun bir yöntemdir. Çünkü uygulama sırasında kullanılan dolgu maddeleri, ciltle biyolojik olarak uyumludur. Hyaluronik asit bazlı dolgular, cildin doğal yapısında bulunan bileşenlerle uyum sağlayarak etkili sonuçlar sunar. Ancak işlem öncesinde cilt yapısı ve kişinin genel sağlık durumu mutlaka detaylı bir şekilde değerlendirilmeli ve uygulamanın uygunluğu konusundaki karar uzman bir doktor tarafından verilmelidir.

Aşırı hassas cilt tiplerine sahip bireylerde, işlem sonrası morluk veya şişlik gibi yan etkiler daha belirgin olabilir. Ancak bu etkiler genellikle kısa süre içerisinde kendiliğinden kaybolur. Öte yandan bağışıklık sistemi hastalıkları bulunan, dolgu maddesine alerjisi olan veya hamile bireyler için göz altı ışık dolgusu işlemi önerilmez.

İşlem öncesinde yapılan detaylı bir değerlendirme, herhangi bir komplikasyon olasılığını en aza indirir. Ayrıca her bireyin cilt tonuna, yaşına ve ihtiyaçlarına göre bir tedavi planı hazırlanır. Hassasiyet ya da özel durumlara sahip kişilerde, uzman doktor tarafından alternatif yöntemler değerlendirilerek en uygun tedavi yolu tercih edilir.

Göz altı ışık dolgusu, alanında uzman ve deneyimli doktorlar tarafından kişiye özel bir planlama ile uygulandığı takdirde güvenli ve etkili bir medikal estetik prosedürdür. Farklı cilt tiplerinde uygulanabilir olması ve kısa sürede gözle görülür sonuçlar sağlaması nedeniyle medikal estetik alanındaki popülerliğini korumaktadır. İşlem öncesinde detaylı bir değerlendirme yapmak ve işlem sonrası bakım önerilerine dikkat etmek, cilt sağlığını ve işlem sonuçlarının kalıcılığını büyük oranda etkilemektedir.